Anal Sex Hikayeleri

ROMAN BÖLÜM – 20 – SELİN İLE ESKİŞEHİR V

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Merhaba belik.club porno sex hikayeleri okuyucuları,derlediğimiz en büyük hikaye arşivini sizlerin beğenisine sunuyoruz.Aradığınız tüm hikayeler burada

Amateur


ROMAN – BÖLÜM 20 – SELİN İLE ESKİŞEHİR V

Gözlerimi açtığımda saat öğlenden sonra 3ü gösteriyordu. Ortalık temizlenmiş, akşamdan eser kalmamıştı. Üzerimde hala sadece saten sabahlık vardı. Ve bir de polar battaniye. Doğruldum. Bu esnada Bengü odaya girdi “Günaydın kral” diye gülümsedi. “Günaydın” diyebildim sadece yüzümde mutlu bir tebessümle. “Kahve” diye sordu. “Siz ikiniz delisiniz” diyebildim. Kıkırdadı. “Selin de hala uyuyor. Ben de uyanalı yarım saat falan oldu. Sanırım üçümüz de limitlerimizi zorlamışız” diye yanıtladı Bengü. “Ilık bir duş… Ama tek başıma lütfen” diye doğruldum koltukta. “Tamam” diyebildi dudaklarını bükerek Bengü. “Bu arada ben de sana kahve yapayım. Sade nescafe değil mi?” diye ekledi. “Evet lütfen” diye yanıtlayıp duşa girdim. Ilık duş beni kendime az da olsa getirmişti. Güzelce kurulandım. Tekrar saten sabahlığa bürünüp salona döndüm. Üzerimi giyindim. Polar battaniyeyi katlayıp kenara koydum düzgünce ve mutfağa yöneldim. Bengü kendine ve bana nescafe yapmıştı. Giyin görünce birden irkildi. “Saten sabahlık sana çok yakışmıştı” diyerek gülümsedi. “Senin üzerinde neden yok” diye yanıtladım. Çünkü o da yine penye eşofmanlarına bürünmüştü. Kahvelerimizi alıp salona geçtik ve birer sigara yaktık. Öylesine sohbet etmeye başladık. Biraz sonra Selin tek kelimeyle emekleyerek salona geldi ve kucağıma bir kedi gibi kıvrıldı. “Biraz da burada uyumak istiyorum, kucağında” diye mırıldanarak gözlerini kapadı. Bengü televizyonu açtı. Yeni başlayan bir film vardı ve onu seyretmeye başladık hiç konuşmadan. Kahve, sigara, kucağımda uyuyan Selin ve film izliyordum şimdi. Sakinleşmek iyi gelmişti doğrusu. Selin de uyanıp doğruldu, dudaklarıma küçük bir buse kondurup “bir duş bana da iyi gelir değil mi” diye kalktı ve duşa girdi. Bir süre sonra üzerinde bir eşfoman takımı, elinde bir fincan kahve ile o da yanımıza gelip film izlemeye başladık.
Telefonuma baktığımda 12 tane cevapsız çağrı vardı. Hiçbirini duymamıştım. 12 çağrının 2 tanesi bilmediğim bir numara, 10 tanesi ise Zuhal Hanım’dan geliyordu. Selin Zuhal Hanım’ın beni 10 kez aradığını görünce “ne çok aramış sizi Zuhal Hanım” diye sorgularcasına yüzüme baktı. “İşle alakalı birşeydir sanırım, bir geri arasam iyi olur” diye ayağa kalktım ve hole yönelerek Zuhal Hanm’ı geri aradım.
“Zuhal hanım merhaba, beni aramışsınız ama kusura bakmayın, rahatsızdım biraz yatıyorum” diye başladım konuşmaya. “Müdürüm, ben de sizi merak ettim. Sabah genel müdürümüz söyleyince öğlene kadar zor durdum vallahi. İyisiniz değil mi, bir ihtiyacınız var mı, otelden çorba falan birşeyler getirelim mi arkadaşlarla?” diye yanıtladı. “Yok çok teşekkür ederim. Kendime geldim çok şükür. Az önce birşeyler yedim. Şimdi daha iyiyim” diye yanıtladım. “Yarın için planınız ne?” diye sordu bu kez Zuhal Hanım. “Bu pazarı yatakta geçirmeyi planlıyorum.” Diye yanıtladım. “tek başınıza mı?” diye kikirdedi Zuhal Hanım. “Galiba buna gerçekten ihtiyacım var.” Diye cevapladım. Zuhal Hanım’ın sesindeki hayal kırıklığını algılayabiliyordum. “Yani birşeye ihtiyacınız varsa lütfen haber verin, hemen ayarlar getiririm ben otelden arkadaşlarla” diye devam etti. “Zuhal hanım, inceliğiniz için gerçekten çok teşekkür ederim. Şimdi gayet iyiyim, tek ihtiyacım dinlenmek sanırım. Pazartesi görüşürüz” diye yanıtladım. “Peki müdürüm, pazartesi görüşürüz o zaman” diye üzgün bir şekilde kapattı telefonu.
Tekrar salona döndüğümde “Zuhal Hanım’da pek bir ısrarcı size yardımcı olmak konusunda niyeyse!” diye bir cümle kurdu Selin. “Merak etmiştir kadın müdürünü” diye kıkırdadı Bengü. “İşte tam olarak söylemeye çalıştığım şey bu Selin. İşin içine duygular girer ise ben yokum. “ diye sert bir cevap verdim. Sınırları doğru çizmem gerekiyordu. Bu cevabım Selin’i üzmüştü biraz. “Bak adam daha başından sana ve bana bazı şeyleri söyledi az önce. Tek ortak amaç var o da keyifli zaman geçirmek. Şöyle düşün, sana olan duygularımı biliyorsun. Seni Cenk ile paylaşmak ne kadar zor benim için aslına bakarsan. Ancak anın tadını çıkarmak daha keyifli. Bekar, iyi bir işi olan, saygın bir adam ve bir ilişki peşinde değil. Seni zorla tavlamadı, beni de zorla bu oyunun içine o dahil etmedi. Sen gönüllü oldun, istedin, ben karşı olsam da seni kıramadım ve Cenk de senin isteğini yerine getirmekten öteye başka bir şey yapmadı. Beklentiye de girmedi. Dün gece buraya gelirken neler olacağını az çok biliyordu belki ama bu kadarını yaşayacağımızı ne sen, ne ben ne de Cenk tahmin edebilirdi. Adam dramdan uzak durmak istiyor. Kıskanılmak, sahip olunmak… Bence en çok hak ettiği ancak asla yaşamak istemediği bir şeye Cenk’in benim anladığım kadarıyla.” diye yumuşakça söze girdi Bengü. “güzel şeyler yaşadık, devamını da yaşamak istiyoruz değil mi? O yüzden lütfen bu yaşadıklarımızı özel bir kalıbın içine sokmayalım. Evet, 42 yaşında bir adam için sizin gibi gencecik kızlarla birlikte bunları yaşamak olağanüstü gurur verici. Öte yandan benim yaşamımda özel bir ilişkiye yer vermek gibi bir arzum, isteğim de yok. Tek derdim güzel zaman geçirmek. Yine tekrar ediyorum, illa seks olmak zorunda değil. Eğer tüm taraflar istiyor ise bu mümkün. Sen istemiyorsan ve ben zorluyorsam, yaptığımız aktiviteden birlikte keyif almayacaksak bir anlamı yok. Bak kıskanılmak güzel ve insanın gururunu gerçekten okşayan bir şey. İlaveten benim beklentim bu değil. “ diye ben de birşeyler söyledim. “Aslında yani doğru söylüyorsun. Benimki galiba çocukça bir tepki oldu. Özür dilerim” diye cevapladı Selin.
“Bu gece de kalır mısın bizimle? Belki dışarı çıkar bir bara falan gideriz ne dersin?” diye sordu Bengü konuyu değiştirmek istercesine. “Aslında güzel olur. Uzun zamandır dışarıda birşeyler yapmamıştım. Canlı müzik olan biryerlere gitmek keyifli olabilir” diye yanıtladım. “Aa… evet ya. Harika olur. 222’ye gidelim” diye ekledi Selin. “Üniversiteden birkaç arkadaş çağırmamda sakınca olur mu peki?” diye sordu Bengü. “Bence mahsuru yok, ne kadar kalabalık, o kadar az risk benim için” diye yanıtladım.
“Bu arada pizza söylüyorum. Birşeyler atıştırsak iyi olur. Sonra da uzanıp dinleniriz yine” diye devam etti Bengü. “Tamam, pizzaları ben söyleyeyim o zaman” diye söze girdi Selin. “Ben de arkadaşlarımı arayayım, gelmek isteyen olur sa 222’ye diyerek kalktı Bengü mutfaktan ve salona geçti. Pizzanın neli olacağına karar verdik, Bengü arkadaşlarını aradı, sigara içtik, sohbet ettik, pizzaları yedik ve yine mayıştık. Saat akşam 7yi gösteriyordu çoktan. “ben biraz uzanmak istiyorum” dedi Bengü. Nasılsa saat gece 11’de gideceğiz. Eğlenceli bir gecede esneyip durmak istemiyorum, ya siz?” diye de sormayı ihmal etmedi. “iyi fikir” diyebildim. Selin cep telefonunun alarmını saat 22’ye kurdu. Anca uyanır hazırlanırız. Ne olmaz ne olmaz” diye yerinden kalktı. “Hadi o zaman gidip uzanalım” diyerek elimden tuttu. Mutfaktan salona gideceğimizi düşünürken bu kez beni yatak odasına doğru götürdü. 2 metreye 2 metre devasa 2 kişilik bir yatak vardı odada. “Bunu baştan niye söylemediniz” diyerek attım kendimi yatağın ortasına. Bengü ve Selin de bir anda üzerime çıktılar. “Kızlar, uslu durun… gece uzun olacak ve şimdi dinlenirsek iyi olur” diye ikisini de üstümden aldım. Usulca sağıma ve soluma uzandılar. Selin sol tarafımda, Bengü sağ tarafımdaydı ve ikisi de başlarını göğsüme yaslamışlardı. Sessizlik hakim oldu, huzuru hissettim ve uykuya daldım hızlıca.
Gözlerimi açtığımda Bengü ve Selin çoktan kalkmışlardı. İkisi de çırıl çıplak gardrobun önünde ne giyeceklerine karar vermeye çalışıyorlardı. Benim uyandığımı görünce Selin transparan siyah bir body tuttu önüne. “İçime siyah düz bir sütyen ve altıma da tayt… Sence nasıl olur?” diye sordu. “Eskişehir geceleri için fazla iddalı olabilir mi acaba?” diye yanıtladım yarı açık gözlerimle… Koca bir kahkaha attı Bengü… Sen 222ye gidince iddalı kıyafetleri orada görürsün” diye yanıtladı. “Ha bu arada yaklaşık 10 kişi olacağız. Birkaç çift dışında çoğu bekar kızlar. Başka kızlara asılmak yok ona göre” diye kikirdedi Selin. “Açıkcası siz varken benim başka kızlara asılmam çok mümkün olmayacaktır ancak sizin ikinizin yanında beni gören diğer kızların bana asılmasını nasıl önleyeceksiniz onu merak ediyorum” diye yanıtladım. “Eee… tırnaklarımızı boşuna uzatmıyoruz” diye gösterdi elini Bengü. “Yolarım onların saçını başını” diye ekledi Selin.
Yataktan kalkıp mutfağa geçtim ve kendime bir kahve hazırladım. Kahvemi alıp tekrar yatak odasına döndüm ve iki kızın giyinmesini seyretmeye başladım.
İkisi de hala çırıl çıplaktı ve kıyafet beğenmeye uğraşıyorlardı. En sonunda selin siyah dantelli bir yarım kilot seçti kendine. Kalçalarının bir kısmını örtüyordu sadece arka taraftan. İzlediğimi bildiği için yavaş hareket ediyor bana görsel bir şölen sunuyordu. Baştan çıkarıcı, erotik ve şehvet dolu bir şölen. Siyah kendinden desenli bir çorap seçmişti. Önce sağ bacağını yatağın üzerine koydu, elinde topladığı çorabı yavaşça ayağına geçirmeye başladı. Ve baldırlarına gelene kadar okşayarak çorabı bacağına geçirdi. Bu arada bu şova daha fazla dayanamayan Bengü Selin’e yaklaşarak onun çorap geçirdiği bacağını nazikçe okşadı ve dudaklarına küçük bir buse kondurdu. Selin bu kez öbür ayağına aynı şekilde çorabı geçirdi. Kendi etrafında hafifçe döndü ve kalçalarını yavaşça geriye çıkararak baldırlarından kalçalarına, oradan da göğüslerine kadar hafifçe ve yavaş hareketlerle okşadı kendini. Bengü Selin’e yaklaşarak dudaklarına küçük bir buse kondurdu tekrar ve sert bir tokat patlattı Selin’in sağ kalçasına. “Hadi bakalım taze kadın, bırak şovu da hızlan” diye ekledi. Gülüştük. Tayt yerine siyah bir mini etek seçmişti Selin. Üzerine siyah düz bir sütyen, en üste de derin göğüs dekolteli bir bluz. “Bu gece fazla iddalı olmamakta fayda var sanırım? Ne dersin Bengü!” diye Bengü’ye döndü. “Fazlasıyla güzelsin.” Diyebildi Bengü. “Sade ama baştan çıkarıcı” diye ekledim ben de. Selin’i izlerken Bengü’nün detaylarını kaçırmıştım gerçi ama o tercihini tayttan yana kullanmıştı. Koyu mor bir tayt, V yaka siyah bir tshirt… Makyajlar da tamamlanmıştı birkaç dakika içinde. Alkol alacağımız için bir taksi çağırdık ve 222nin yolunu tuttuk.
222 ye geldiğimizde Bengü’nün üniversiteden arkadaşlarını arayışa koyulmuştuk. Ben karışık bir grup olacağını düşünürken bir anda kendimi 10 kişilik bir bayan grubu ile karşı karşıya bulmuştum. “Eğer bunlardan birine asılırsan, seni yolarım” diye gülümseyerek fısıldadı kulağıma Selin. “Ya onlar bana asılırsa, kayıtsız mı kalayım yani” diye yanıtladım. “Sen bilirsin!” diye gözlerini kısarak bir kedi gibi hırladı hafiften yüzüme. Bengü ve Selin kızlarla merhabalaştıktan sonra beni de tanıştırdılar ve 222nin disco bölümüne geçtik.
Dans, alkol ve eğlence dolu bir gecenin sonuna yavaş yavaş gelirken saatler artık 4ü gösteriyordu. 10 kız ile birlikte geçen zorlu bir gece sona ermişti. 12 kişi olarak başladığımız gece, içeride tanıdığı arkadaşları çıkıp yanımızdan ayrılanlar, kafayı bulup erken gidenler, yorgun olup erken gidenler, başka bir yerdeki arkadaşlarının yanına kaçanları düştükten sonra 5 kişi; ben, Selin, Bengü, Hatice ve Özge ile tamamlanmak üzereydi. Bizden başka içeride 50 kişi falan daha vardı. “Hadi artık gidelim, ne dersiniz?” diye seslendi Bengü. Herkesin onaylamasıyla hareketlendik ve çıktık 222’den. “Kahveleri bizde içmeye ne dersiniz?” diye sordu Bengü Hatice ve Özge’ye. “Artık çok geç oldu, eve dönsek fena olmaz” diye yanıtladı Hatice. “Aman kızım, her gece mi çıkıyoruz, kahveleri içer Bengü’de de yatarız işte, bok mu var evde” diye atıldı Özge. “Evet ya Hatice, oyun bozanlık yapma işte, kahveleri içer, seriliriz evin her tarafına” diye ekledi Selin de. Şaşırmıştım. Kızlar geceyi uyuyarak geçirmek istiyorlardı. Ve görünen o ki bu gecenin devamında uyku kaçınılmaz son olacaktı.
Hatice’nin ikna olması ile bir taksiye doluşup Bengü’nün evine doğru yola çıktık. Eve kadar gecenin farklı dedikodularını dinledikten sonra sonunda eve varabilmiştik. Kapıdan içeri girdik ve Bengü kahveleri yapmak için hemen mutfağa yöneldi. Hatice ve Özge ise üzerlerindeki paltoları çıkarıp oturma odasına geçtiler. Ben de onları takip ettim. “Kızlar, üzerinize rahat birşeyler giymek isterseniz eşofman ve pijama bol” diye söze girdi. Her ikisinin üzerinde de bacaklarını sıkıca saran tayt ve boğazlı birer kazak bulunuyordu. “Olabilir” diye oturmadan Selin’in sesine, yatak odasına yöneldi kızlar. Alkolün etkisiyle herkes fazlasıyla rahattı ortamda. “Aman canım, Cenk yabancı değil, gerçekten istediğiniz gibi rahat edebilirsiniz, merak etmeyin” diye seslendiğini duydum bir ara kızlara Selin’in. Arkasından da kıkırdamaları gelmişti kızların. Üçü sırayla geri geldiklerinde hepsinin üzerinde birer v yaka tshirt, altlarında penye birer eşofman altı vardı. Thsirtlerin üstünden belli olan göğüs uçları, hepsinin memelere özgürlük verdiğinin de net şekilde göstergesiydi.
Bu arada Bengü tüm kahveleri getirdi, ben kendimi armut koltuğun üzerine bıraktım. Bengü kahvemi uzatınca doğruldum. 4 kız da kendilerini 4lü koltuğa yanyana sığdırmışlardı. Herkes alkollüyda ve ortam çok rahattı. Kızlar gecenin kritiğini yapıyor, yanımızdan ayrılan arkadaşları hakkında konuşuyor, kıyafet muhabbeti yapıyorlardı. Lavaboya gitme ihtiyacı hissedince kalktım, salondan çıkıp lavaboya girdim, elimi yüzümü yıkadım biraz oyalandım. Bu arada içerideki gülüşmelerin ses seviyesi bayağı yükselmişti. Lavabonun kapısını açınca ses birden kesildi. Odaya girdiğimde herkes gülmek istiyor ama kendini tutmaya uğraşıyordu.
“Ben lavabodayken bayağı güldünüz… Önemli birşeyler kaçırmadım umarım” diye giriştim söze. “Yok yaa… kadınsal dedikodular işte” diye atladı Selin. “Sizi dedikodularınız ile başbaşa bıraksam, ben yatsam olur mu?” diye ekledim. “Yani sabahı bulduk. Gerçekten hepimiz uyusak iyi olur.” diye söze girdi Selin. “Hımm. O zaman kızlar biz hep birlikte yatak odasına, Cenk bey size de kanepeyi açalım” diye devam etti Bengü. “Olur, rahatınıza bakın, ben armut minderde bile uyuyabilecek durumdayım” diye yanıtlayabildim.
Selin benim yatağımı hazırlarken kızlar da büyük yatak odasına geçtiler. Herkes yatağında yerini almıştı artık. Uykuya dalmak üzereydim ancak içeriden yine bir sigara yakıldığını kokusundan alabiliyordum. Anlaşılan kızlar gecenin sonunda iyice bayılmak istiyorlardı. Kıkırdamaları kesilmiyordu. Az sonra Selin elinde cigaralık ile geldi. “Uyumadan önce iyi gelir…” diye uzattı. Bir nefes çekip havaya üfledim. Selin ağzımdan çıkan dumanı havada yakalayıp içine çekti. Sonra dudaklarımı dudaklarıyla birleştirip ciğerlerindeki havayı bana üfledi. Öpüşmeye başladık. Elini aletimin üzerinde gezdirmeye başladı. Cigaradan bir nefes daha çekerek tekrar ağzıma üflemeye başladı. “Kızların havası kaçmadan onlara da yetiştireyim” diyerek ayrıldı yanımdan. İçerden kikirdemeler gelmeye devam ediyordu. Bu kez Bengü geldi. “herkesin kafası güzel, yatak odasına gelsene” diye elindeki cigaralığı uzattı. “Hatice ve Özge” diyebildim sadece. “Herkesin kafası güzel… gel hadi” diyerek ekledi tekrar. Cigaradan bir nefes daha çektim, koltuktan kalkıp yatak odasına Bengü ile el ele girdiğimde Selin, Hatice ve Özge gülüyorlardı. Devasa yatakta 4 kızla birlikte kafalar dumanlı cigaralığı döndürüyorduk. Tek yaptığımız şey cigaradan birer nefes çekip yanımızdakine vermekti. Bengü bir nefes çekti ve bu kez dudaklarını Ögze’nin üzerinde Selin’in dudaklarına uzatarak öpüşürken dumanı Selin’in ağızına üfledi. Selin içine çektiği havayı yanındaki Özge’ye uzanarak onun dudaklarının arasından ciğerlerine doldurmuştu. Özge bu durum karşısında gülmeye başlamıştı. “Değişik bir yolmuş, ama keyif verdi” diyerek cigaralıktan bir nefes çekti ve Hatice’ye doğru uzanıp onun dudaklarının arasından ciğerlerini cigara dumanı ile doldurdu. Hatice kikirdeyerek yerinden doğruldu ve aynı hareketi Bengü’ye yaptı. Bu kızların hoşuna gitmişti. 4 kız kendi aralarınd cigaradan çekiyor ve karışık bir sırayla birbirlerinin dudaklarının arasından üflüyorlardı. Ben ise sağ kolumun üzerine uzanmış, onları seyrediyordum. Selin bir nefes çekti ve bana doğru uzanıp bu kez ateşli bir şekilde öperek ağzındaki dumanı benimle paylaştı. Bu tüm kızların gülüşmesine sebep olmuştu. “Bu daha keyifli” diye ekledi dudaklarımdan ayrıldığında. Cigaralık bu kez Bengü’de idi. Aynı şeyi Bengü tekrarladı. “Hımm. Gerçekten” diye cigaralığı Hatice’ye uzattı. Hatice önce tereddütte kaldı. “Denemelisin” diye fısıldadı Selin. Hatice ürkekçe bana yaklaştı ve dudaklarını hafifçe dudaklarıma değdirerek ciğerlerindeki dumanı bana üfledi. Sonra da masumca gülümseyerek geri çekildi. Özge cigaralıktan derin bir nefes çekti, sıranın kendine geldiğini biliyordu. Usulca bana doğru uzandı, dudaklarını dudaklarıma uzattı. Önce hafifçe dokundurdu dudaklarını dudaklarıma, sonra iki dudağımın arasına yerleştirdi ve içindeki dumanı ciğerlerime üfledi. Selin Özge’nin kıçına hızlı bir şapla vurunca geri çekti kendini… Kızlar bu eğlenceli aktiviteden çok keyif almışlardı. Ve açık bir şekilde herkes uçuyordu. Nasıl olduğunu ve nasıl başladığını bilmediğim bir şekilde Bengü ve Selin ateşli bir şekilde öpüşmeye başladılar. Hatice, Özge ve ben, yatakta Bengü ve Selin’in öpüşmesini seyretmeye başlamıştık. İki kız deli gibi öpüşüyor, artık ellerini de birbirlerinin vücutlarında gezdiriyorlar, tshirtlerin altından göğüslerini okşuyorlardı. Onları rahat seyredebilmek için yanlamasına bir pozisyon aldım yatakta. Bu esnada Özge de tam göbeğimin üzerine koymuştu başını. Sertleşmiş aletim ile başının arasında sadece bir karış mesafe vardı. Hatice ise sırtını duvara yaslamış, bacaklarını kendine doğru çekmiş olan biteni seyrediyordu. Elim gayri ihtiyari Özge’nin göbeğine doğru gitti. Özge bu hareketime hiç tepki vermemişti.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir